Turizm sezonu tüm hızıyla devam ediyor.
Misafir geliyor, oteller doluyor, restoranlar servis yetiştiremiyor.
Ama işin mutfağında başka bir tablo var:
Yorgunluk, tükenmişlik, sessiz istifalar…
Bu yazı “yatırım, doluluk, pazarlama” dışında kalan ama her sezonun kalbini etkileyen bir konuya odaklanıyor:
Turizm çalışanlarının bitmeyen maratonu ve maliyeti.
1. Sezonluk Çalışan, Sezon Bitmeden Tükeniyor
Çoğu turizm işletmesinde kadrolar geçici.
- Garson, temizlik görevlisi, resepsiyonist, aşçı yardımcısı…
Birçoğu sezonluk, asgari ücretle, uzun saatlerle çalışıyor.
Temmuz ortasına geldik ama birçok personelin yüzünde “Ağustos’a kadar nasıl dayanacağım?” ifadesi var.
Bazıları dayanamayıp sessizce işi bırakıyor.
Bu da sezona ortasında yeniden personel arayan işletmelere ek bir yük getiriyor.
2. Yetersiz Kadro, Aşırı İş Yükü
Personel maliyetleri arttığı için birçok işletme “minimum personelle maksimum hizmet” hedefliyor.
Ama bu denklem sahada şöyle görünüyor:
- Aynı kişi 3 kişilik iş yapıyor,
- Molalar kısalıyor,
- Dinlenme süresi yok,
- İş kalitesi düşüyor,
- Hatalar artıyor,
- Müşteri şikâyetleri çoğalıyor.
Sonuç?
Yorgun personel → Düşük hizmet → Kötü yorum → Yeni müşteri kaybı.
3. Personelin Tükenmişliği Misafire Yansıyor
Yorgun bir garsonun gülümsemesi yarım olur.
Uykusuz bir resepsiyonistin karşılaması eksik olur.
Tüm gün ayakta duran bir kat görevlisi detayları atlar.
Misafir, bunu fark eder.
- “İlgisiz personel”
- “Gülmeyen yüzler”
- “Soğuk karşılama”
gibi yorumların arkasında genellikle sistematik yorgunluk vardır.
4. İyi Personel Bulmak Değil, Tutmak Zor
Artık kalifiye personel bulmak zor.
Ama daha zoru, bulduğun kişiyi sezon boyunca tutmak.
- Konaklama sağlanmazsa,
- Mola saatleri adil olmazsa,
- Maaşlar gecikirse,
- Saygı gösterilmezse…
personel ilk fırsatta ayrılıyor.
Özellikle iyi bir aşçı yardımcısı, barista veya ön büro elemanı
bir işletmeden memnun kalmazsa, ertesi gün başka yere geçiyor.
5. Çözüm Ne?
Daha çok personel değil, daha insani çalışma koşulları.
İşte birkaç öneri:
- Haftada bir tam izin günü garanti edilmeli.
- Vardiyalar adil planlanmalı,
- Günlük motivasyon artırıcı küçük jestler yapılmalı (personel yemeği kalitesi, ulaşım kolaylığı, teşekkür kartları vs.)
- Sezon başında söz verilen koşullar korunmalı.
Çünkü personelin mutlu olduğu işletmede müşteri de mutlu ayrılır.
Son Söz: Personel Yorgunluğu, Yorumlara Yazılmaz ama Satışa Yansır
Bugünün turisti detaylara dikkat ediyor.
Yorgun, isteksiz bir hizmet hemen fark ediliyor.
Ve sosyal medyada görünmese bile, rezervasyon kararlarını etkiliyor.
Unutmayalım:
Turizmde her şey müşteriyle başlar ama çalışanla devam eder.
Ve görünmeyen maliyetleri göremeyen işletmeler, sonunda kâr değil kriz yazar.
Yarın bu yazının devamında “Sezon Ortasında Personel Kaybetmemek İçin 7 Öneri” veya “Küçük Otellerde Personel Motivasyonu Nasıl Sağlanır?” gibi pratik odaklı yazılarla ilerleyebiliriz.
Hazırsan devam edelim.
Şunu dedin:
“Küçük Otellerde Personel Motivasyonu Nasıl Sağlanır?”
ChatGPT:
İşte Yılmaz Öngör imzasıyla, 12 Temmuz 2025 tarihli devam yazınız:
Küçük Otellerde Personel Motivasyonu Nasıl Sağlanır?
📅 Yılmaz Öngör | 12 Temmuz 2025
Küçük otellerin en büyük avantajı:
Samimiyet, esneklik, hızlı çözüm üretme becerisi.
Ancak aynı küçük ölçek, bazı dezavantajları da beraberinde getiriyor.
Bunlardan belki de en büyüğü:
Personel yönetimi.
Büyük zincirlerde kurumsal yapılar, prosedürler ve kaynaklar vardır.
Ama küçük otelde her şey yöneticinin ve çalışanların birebir ilişkisine dayanır.
Dolayısıyla personelin morali, iş kalitesini doğrudan etkiler.
Bu yazıda küçük ölçekli konaklama işletmeleri için
“gerçekçi, maliyetsiz ama etkili personel motivasyonu yöntemleri”ne odaklanıyoruz.
1. Saygı, Hiyerarşiden Önce Gelmeli
Küçük işletmelerde personelle yöneticiler arasındaki mesafe kısadır.
Bu, bir avantajdır — ama yanlış yönetilirse baskıya dönüşebilir.
Unutmayın:
Personel para için çalışır ama saygı için kalır.
Günaydın demek, teşekkür etmek, iyi bir işi takdir etmek…
Bunlar sıfır maliyetlidir ama yüksek motivasyon sağlar.
2. Dinleyen Patron, Gelişen İşletme
Küçük otellerde personel, sahada her detayı görür:
- Misafir neye kızıyor?
- Kahvaltıda ne eksik?
- Oda temizliği nasıl daha hızlı yapılır?
Ama bu görüşler genellikle “yukarıya” ulaşmaz.
Haftada 5 dakikalık bir “görüş paylaşımı toplantısı” bile çalışanı değerli hissettirir.
“Fikrini sordu, demek ki önemsiyor.”
duygusu motivasyonun yarısıdır.
3. İyi Bir Yemek, Günün Gidişatını Değiştirir
Personel yemeği hâlâ birçok küçük otelde “maliyet kalemi” olarak görülüyor.
Oysa iyi hazırlanmış, özenli bir yemek;
- Hem fiziksel enerjiyi yükseltir,
- Hem de çalışanı “önemsendiğini” hissettirir.
Mutfakta bir tabak fazla yemek değil, çalışan bağlılığı üretirsiniz.
4. Kendi Alanı Olan Personel Daha Sahiplenir
Küçük otellerde görevler genellikle çok yönlüdür.
Ancak her çalışana ait belirli bir sorumluluk alanı tanımlanmalı:
- “Bu kat senin.”
- “Burası senin barın.”
- “Kahvaltıyı senin sunumunla başlatıyoruz.”
Bu aidiyet duygusu, hataları azaltır ve özenli iş çıkarır.
5. Küçük Sürprizler, Büyük Etkiler Yaratır
Aşırıya gerek yok:
- Haftada bir simit-peynir sabahı,
- Doğum gününde küçük bir pasta,
- Bayram sonrası tatlı ikramı…
Bu jestler çalışanların sezon boyunca gösterdiği emeği hatırladığınızı gösterir.
6. Hedef Belirleyin, Takdir Edin
“Sezon sonuna kadar şu notla tamamlayalım.”
“Bu ay temizliğe en çok dikkat eden kişi şu oldu.”
“En az şikayet alan personel şu oldu.”
Bunlar prim yerine geçmez belki, ama değer görme ihtiyacını karşılar.
Ve sezonluk çalışanda bile sadakat duygusu yaratır.
7. Sezon Bittiğinde Arayı Açmayın
Sezon sonu personelle sadece “veda” değil, “bağ” kurmak gerekir.
- İletişimi sürdürmek,
- Bir teşekkür mesajı atmak,
- Yeni sezon için ilk onları aramak…
Bu, ertesi yıl sıfırdan ekip kurma derdini de azaltır.
Son Söz: Küçük Otellerin Gücü İnsan İlişkilerindedir
Küçük otellerin büyük yatırımlara ihtiyacı yok,
ama sağlam ilişkilere ihtiyacı var.
Mutlu personel, mutlu işletme yaratır.
Ve turizmde en unutulmaz hizmet, gönülden yapılan hizmettir.