Yaz sezonu bitti, tatil beldeleri sessizliğe büründü.
Ancak birçok otel için kış ayları, yalnızca “ara verme” dönemi değil;
aynı zamanda risklerin sessizce biriktiği bir süreç.
Kapanan tesisler, yüksek enerji giderlerinden kaçınmak için ışıkları söndürüyor,
personel izinlere ayrılıyor, hatta bazı oteller tümüyle kapatılıyor.
Ama bu kapanış döneminin doğru yönetilmemesi,
gelecek sezonun maliyetini ve stresini katlayabiliyor.
1. Fiziksel Riskler: Boş Bina, Canlı Tehlike
Uzun süre kapalı kalan tesislerde en sık karşılaşılan sorunlardan biri
nem, küf, haşere ve altyapı bozulması.
Elektrik sistemlerinden su tesisatına kadar birçok bileşen,
uzun süre devre dışı kaldığında deformasyon başlıyor.
Küçük bir sızıntı, baharda büyük bir onarım masrafına dönüşebiliyor.
Ayrıca boş kalan binalarda güvenlik riski de artıyor.
Yetersiz kamera sistemi, kapatılan alarm devreleri,
kırsal bölgelerde hırsızlık ya da izinsiz giriş vakalarını kolaylaştırabiliyor.
2. Sigorta ve Hukuki Riskler
Birçok otel “kapalı sezon” boyunca sigorta poliçesini askıya alıyor ya da daraltıyor.
Ancak bu durum, olası yangın, su baskını veya doğal afetlerde
tazminat dışı kalma riskini doğuruyor.
Ayrıca, sözleşmeli personel, kiralık alanlar veya bakım anlaşmaları gibi konularda
kapalı dönemde doğabilecek hukuki uyuşmazlıklar da çoğu zaman gözden kaçıyor.
3. Dijital ve Operasyonel Riskler
Kış aylarında dijital kanallar genellikle “rölantiye” alınıyor.
Ancak web sitesi, rezervasyon motoru ve sosyal medya hesaplarının tamamen sessizleşmesi,
algıda “bu otel faaliyetini durdurdu” izlenimi yaratabiliyor.
Birçok işletme, farkında olmadan marka görünürlüğünü kışın kaybediyor.
Bu dönemde CRM sistemleri, veri yedekleri ve e-posta listeleri de ihmal edilmemeli.
Bir veri sızıntısı ya da kayıp, yeni sezona başlarken ciddi itibar sorunlarına yol açabilir.
4. En Büyük Tehlike: Zihinsel Kapanış
Fiziksel kapanış kadar tehlikeli olan bir diğer konu da zihinsel kapanma.
Bazı işletmeciler sezon bitiminde tamamen frene basıyor;
hiç analiz yapmadan, hiç plan kurmadan “Martta bakarız” moduna geçiyor.
Oysa tam da bu dönem,
sezon verilerini analiz etmek, maliyetleri görmek,
ve 2026 stratejisini kurmak için en uygun zaman.
Sonuç: Kapanış Değil, Yeniden Kuruluş Dönemi
Kış, aslında turizmde bir “ara dönem” değil;
doğru değerlendirildiğinde yeniden yapılanma mevsimi.
Bakım planı, dijital strateji, personel eğitimleri,
ve yeni sezon için maliyet simülasyonları — hepsi şimdi yapılmalı.
Oteller kışın ışıklarını kapatsa da,
aklını ve planını açık tutan işletmeler
gelecek sezonun kazananları olacak.