(Türkiye’ye Gelen Turist Kim, Ne Arıyor?)
Türkiye’de küçük otellerin en sık yaptığı yanılgılardan biri şudur:
Rakibini yanlış yerde aramak.
Çoğu küçük otel işletmecisi, doğal refleksle büyük resort otelleri “rakip” olarak görür. Oysa gerçek tabloya yakından bakıldığında şunu net biçimde söylemek gerekir:
Küçük otellerin esas rakibi büyük oteller değildir.
Asıl rekabet, çok daha sessiz ama çok daha güçlü alanlarda yaşanır.
1. Birinci Gerçek Rakip: Algı
Küçük otellerin en zorlandığı cephe, fiziki değil zihinseldir.
Turist karar verirken şu soruları sorar:
- “Fotoğraflar gerçek mi?”
- “Temizlik gerçekten iyi mi?”
- “Sahibiyle muhatap olmak sorun çıkarır mı?”
- “Bir problem olursa kime gideceğim?”
Bu sorular büyük otellerde neredeyse hiç sorulmaz.
Çünkü büyük tesisler, algı olarak güvenlidir.
Küçük oteller ise hâlâ “iyi olma ihtimali olan ama riskli” kategorisinde algılanır.
Bu yüzden küçük oteller, rakipleriyle değil; kendileriyle ilgili önyargılarla mücadele eder.
2. İkinci Gerçek Rakip: Airbnb ve Benzeri Platformlar
Bugün küçük otellerin pazarını asıl daraltan unsur, başka küçük oteller değil;
konaklamanın otel dışına taşmış olmasıdır.
Airbnb ve benzeri kısa dönem kiralama modelleri:
- “Ev rahatlığı” vaadi sunar
- Otel kurallarından kaçış hissi verir
- Grup ve aileler için cazip görünür
- Fiyat karşılaştırmasında yanıltıcı avantaj yaratır
Birçok turist şu karşılaştırmayı yapar:
“Bu fiyata küçük bir otel odası yerine tüm evi kiralayabiliyorum.”
Küçük oteller bu noktada şunu netleştirmeden rekabet edemez:
Biz neden bir ev değil, oteliz?
Hizmet, temizlik, güven, kahvaltı, insan teması, atmosfer…
Bunlar net anlatılmadıkça Airbnb algısı güçlenmeye devam eder.
3. Üçüncü Gerçek Rakip: Kendi Fiyatlama Hataları
Küçük otellerin bir kısmı kendi rekabetini kendi eliyle zorlaştırır.
- Sezon başında ucuz açıp sezon ortasında pahalıya geçmek
- Rakibe bakarak fiyat belirlemek
- Değer anlatmadan fiyat yükseltmek
- “Boş kalmasın” diye son dakika panik indirimi yapmak
Bu hatalar küçük oteli büyük otelle değil, kendi sürdürülebilirliğiyle karşı karşıya getirir.
Turist pahalıya da kalır, ucuza da…
Ama neye para verdiğini bilmek ister.
4. Dördüncü Gerçek Rakip: Görünmezlik
Birçok küçük otel çok iyidir ama kimse bilmez.
Çünkü:
- Dijital anlatısı zayıftır
- Fotoğrafları yetersizdir
- Hikâyesi yoktur
- Kime hitap ettiği belirsizdir
Bu durumda turistin karşısına bile çıkamaz.
Görünmeyen bir otelin rakibi olmaz — çünkü oyuna hiç girmemiştir.
Büyük otellerin gücü yalnızca yatak sayısı değil; her yerde olmalarıdır.
5. Asıl Gerçek: Küçük Oteller Yanlış Savaş Veriyor
Küçük oteller büyük otellerle yarışmaya çalıştıkça kaybeder.
Çünkü aynı oyunu oynamazlar, oynayamazlar.
Küçük otelin gücü şuradadır:
- Herkese değil, birine hitap etmek
- Standart değil, karakter sunmak
- Hız değil, temas sağlamak
- Kalabalık değil, bağ kurmak
Bu yüzden küçük otelin rakibi büyük otel değil;
ruhsuzluk, belirsizlik ve kendini anlatamama hâlidir.
Sonuç: Rekabeti Doğru Okumadan Talep Artmaz
Türkiye’de küçük oteller için talep vardır.
Ama bu talep kendiliğinden gelmez.
Önce şunu kabul etmek gerekir:
Rakipler yanlış yerde aranıyor.
Küçük otel,
büyük otelle değil;
algıyla, platformlarla, görünmezlikle ve kendi hatalarıyla yarışıyor.
Bunlar çözülmeden doluluk da, sadakat de kalıcı olmaz.